Atatürk Zamanında Açılan Okullar

Mustafa Kemal Atatürk zamanında açılan okullar ve kurumlar hakkında sizlere  sırasıyla bilgi vereceğiz.Atatürk Cumhuriyetin ilanından sonra eğitim alanında pozitif anlamda bir çok yenilik getirmiştir.

atatürk resmi

Mustafa Kemal Atatürk Döneminde Açılan Okul ve Kurumlar

  • Ankara Hukuk Mektebi (1925)
  • Ziraat Enstitüsü (1926)
  • Güzel Sanatlar Akademisi (1928)
  • İstanbul Üniversitesi (1933) Cumhuriyet Tarihinin İlk Üniversitesi Olması Özelliğini Taşıyor.
  • Ankara Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi (1936)
  • Ankara Devlet Konservatuarı (1936)
  • Türk Tarih Kurumu (1931) 
  • Türk Dil Kurumu (1932)
  • Halkevleri ve Halkodaları (1932)
Bunların dışında Mustafa Kemal Atatürk döneminde ;
  • Gazi orta öğretmen okulu
  • Eğitim Enstitüsü
  • Dolmabahçe Resim Müzesi
  • Dolmabahçe Heykel Müzesi kurulmuştur.

Atatürk Döneminde Açılan Kurumlar , amaçları bakımından Cumhuriyet rejimine uygun ve yeniliği benimsemiş bir yapıdadır.Bunlara ek olarak;
1936 Yılında Ankara Devlet Konservatuarı’nın yanı sıra , İstanbul ve İzmir gibi metropol şehirlerde Devlet Konservatuarı açılarak tiyatro,bale ve opera sanatçıları yetiştirilmiştir.
Türk Dil Kurumunun Kurulma Amacı
Türk dilinin dünya dilleri arasında yerini alması ve Türkçeyi yabancı kelimelerin boyunduruğundan kurtarmak.
Bilim , Sanat alanlarında ortaya çıkan kavramların  türkçe anlamlarını bulmak.
Konuşma ve yazı dili arasındaki bağı ve birlikteliği sağlamak.
BU YAZI WWW.HAKKİNDAOKU.COM DAN BİREBİR KOPYALANMIŞTIR DAHA FAZLASI İÇİN WWW.HAKKİNDAOKU.COM 'U ZİYARET EDİNİZ.
Daha Fazlası

Mutasyon Nedir? Mutasyon Çeşitleri Ve Örnekleri Nelerdir?

Mutasyon nedir, nasıl oluşur kısaca. Mutasyon örnekleri çeşitleri hakkında kısa ve özet bilgi.

Mutasyon ya da değişinim, bir canlının genomu içindeki DNA ya da RNA diziliminde meydana gelen kalıcı değişmelerdir. Mutasyona sahip bir organizma ise mutant olarak adlandırılır.
Mutasyonlar, genel olarak germ hattı mutasyonları ve somatik mutasyonlar olmak üzere ikiye ayrılır. Doku hücreleri içinde gerçekleşen bir mutasyon, kalıtsal olamayacağı için kuşaktan kuşağa aktarılmaz. Bedensel (somatik) mutasyonlar bu anlamda kalıtsal değildir. Eşey (üreme) hücresi mutasyonları, diğer ismiyle germ hattı mutasyonları ise kalıtsaldır ve bir sonraki nesillere aktarılır.
Bireyin,kalıtsal özelliklerinin ortaya çıkmasını sağlayan genetik şifre, herhangi bir nedenden dolayı (DNA onarımı, mayoz bölünme veya DNA replikasyonu sırasında meydana gelen hatalar, transpozonlar, virüsler, X ışını, radyasyon, ultraviyole, bazı ilaç ve mutajen kimyasallar, ani sıcaklık değişimleri vb. etkenlerle) bozulabilir. Bunun yanında hipermutasyon gibi hücresel süreçlerde organizmanın kendisi tarafından da tetiklenebilir. Bu durumda DNA’nın sentezlediği protein veya enzim bozulur. Böylece canlının, proteinden dolayı yapısı, enzimlerinden dolayı metabolizması değişebilir. Mutasyon ters evrimin temelini oluşturur.
Mutasyonlar, kalıtsal materyalin normal kombinasyonunu değiştirmeyen, kalıtsal yapıda meydana gelen bütün değişikliklerdir. Mutasyon terimi genel olarak,
Kromozom yapısının değişmesini,
Kromozom sayısının değişmesini,
Genlerdeki değişiklikleri
kapsar.
mutasyon-nedir-mutasyon-cesitleri-ve-ornekleri-nelerdir
Bu anlamda mutasyonlar, sitogenetikte, değişimlerin kapsamlarına göre, Genom mutasyonu, Kromozom mutasyonu ve Gen mutasyonu olarak adlandırılıp üçe ayrılırlar. Genom mutasyonları kromozom sayısındaki değişmeler olup kromozom mutasyonları ise ışık mikroskobu altında incelenebilen ve kromozomun iç yapısında oluşan değişimlerdir. Gen mutasyonları ise ışık mikroskobu altında görünmeyen ve tek bir geni kapsayan mutasyonlardır.
Mutasyonlar, dizilimlerde farklı türde değişimlere yol açabilirler; Bu anlamda bir mutasyon, canlı organizmanın fenotipik özelliklerinde negatif veya pozitif etkilere sahip olabileceği gibi nötr mutasyonlar hiçbir etkiye sahip olmayabilirler (durağan veya sessiz mutasyonlar). Bu tür değişimler, bir gen ürünün değişmesinde veya genin doğru ya da tamamen işlemesini engellemede herhangi bir etkileri olmayabilir. Drosophila melanogaster sineği üzerinde yapılan çalışmalar, gen tarafından oluşturulan bir proteinin mutasyonunda, bu mutasyonun yaklaşık %70’inin zararlı etkilere sahip olduğunu, geri kalanının ise ya nötr ya da zayıf faydalı etki gösterdiğini ortaya koymaktadır. Mutasyonların genler üzerindeki zararlı etkileri nedeniyle, organizmalar mutasyonları gidermek için DNA onarımı gibi mekanizmalara sahiptir.
Genetik materyal olarak RNA kullanan virüsler, sürekli ve hızlı bir şekilde çoğalıp geliştikleri için onlara avantaj sağlayan hızlı mutasyon oranlarına sahiptir, ve bu şekilde insan bağışıklık sistemi gibi savunma mekanizmalarını atlatabilir ve reaksiyonlardan kaçabilirler.
Mutasyon çeşitleri
Mutasyonlar genetik çalışmaların temelini oluştururlar. Mutasyonun en önemli sonuçlarından biri, bir sonraki kuşağa farklı genetik özellikler aktarılmasına neden olmasıdır. Bu ise, farklı fiziksel özelliklere sahip bireylerin meydana gelmesidir.
Ana Sayfa / Bilinmesi Gerekenler / Mutasyon Nedir? Mutasyon Çeşitleri Ve Örnekleri Nelerdir?

Mutasyon Nedir? Mutasyon Çeşitleri Ve Örnekleri Nelerdir?

 

Mutasyon nedir, nasıl oluşur kısaca. Mutasyon örnekleri çeşitleri hakkında kısa ve özet bilgi.

Mutasyon ya da değişinim, bir canlının genomu içindeki DNA ya da RNA diziliminde meydana gelen kalıcı değişmelerdir. Mutasyona sahip bir organizma ise mutant olarak adlandırılır.
Mutasyonlar, genel olarak germ hattı mutasyonları ve somatik mutasyonlar olmak üzere ikiye ayrılır. Doku hücreleri içinde gerçekleşen bir mutasyon, kalıtsal olamayacağı için kuşaktan kuşağa aktarılmaz. Bedensel (somatik) mutasyonlar bu anlamda kalıtsal değildir. Eşey (üreme) hücresi mutasyonları, diğer ismiyle germ hattı mutasyonları ise kalıtsaldır ve bir sonraki nesillere aktarılır.
Bireyin,kalıtsal özelliklerinin ortaya çıkmasını sağlayan genetik şifre, herhangi bir nedenden dolayı (DNA onarımı, mayoz bölünme veya DNA replikasyonu sırasında meydana gelen hatalar, transpozonlar, virüsler, X ışını, radyasyon, ultraviyole, bazı ilaç ve mutajen kimyasallar, ani sıcaklık değişimleri vb. etkenlerle) bozulabilir. Bunun yanında hipermutasyon gibi hücresel süreçlerde organizmanın kendisi tarafından da tetiklenebilir. Bu durumda DNA’nın sentezlediği protein veya enzim bozulur. Böylece canlının, proteinden dolayı yapısı, enzimlerinden dolayı metabolizması değişebilir. Mutasyon ters evrimin temelini oluşturur.
Mutasyonlar, kalıtsal materyalin normal kombinasyonunu değiştirmeyen, kalıtsal yapıda meydana gelen bütün değişikliklerdir. Mutasyon terimi genel olarak,
Kromozom yapısının değişmesini,
Kromozom sayısının değişmesini,
Genlerdeki değişiklikleri
kapsar.
mutasyon-nedir-mutasyon-cesitleri-ve-ornekleri-nelerdir
Bu anlamda mutasyonlar, sitogenetikte, değişimlerin kapsamlarına göre, Genom mutasyonu, Kromozom mutasyonu ve Gen mutasyonu olarak adlandırılıp üçe ayrılırlar. Genom mutasyonları kromozom sayısındaki değişmeler olup kromozom mutasyonları ise ışık mikroskobu altında incelenebilen ve kromozomun iç yapısında oluşan değişimlerdir. Gen mutasyonları ise ışık mikroskobu altında görünmeyen ve tek bir geni kapsayan mutasyonlardır.
Mutasyonlar, dizilimlerde farklı türde değişimlere yol açabilirler; Bu anlamda bir mutasyon, canlı organizmanın fenotipik özelliklerinde negatif veya pozitif etkilere sahip olabileceği gibi nötr mutasyonlar hiçbir etkiye sahip olmayabilirler (durağan veya sessiz mutasyonlar). Bu tür değişimler, bir gen ürünün değişmesinde veya genin doğru ya da tamamen işlemesini engellemede herhangi bir etkileri olmayabilir. Drosophila melanogaster sineği üzerinde yapılan çalışmalar, gen tarafından oluşturulan bir proteinin mutasyonunda, bu mutasyonun yaklaşık %70’inin zararlı etkilere sahip olduğunu, geri kalanının ise ya nötr ya da zayıf faydalı etki gösterdiğini ortaya koymaktadır. Mutasyonların genler üzerindeki zararlı etkileri nedeniyle, organizmalar mutasyonları gidermek için DNA onarımı gibi mekanizmalara sahiptir.
Genetik materyal olarak RNA kullanan virüsler, sürekli ve hızlı bir şekilde çoğalıp geliştikleri için onlara avantaj sağlayan hızlı mutasyon oranlarına sahiptir, ve bu şekilde insan bağışıklık sistemi gibi savunma mekanizmalarını atlatabilir ve reaksiyonlardan kaçabilirler.
Mutasyon çeşitleri
Mutasyonlar genetik çalışmaların temelini oluştururlar. Mutasyonun en önemli sonuçlarından biri, bir sonraki kuşağa farklı genetik özellikler aktarılmasına neden olmasıdır. Bu ise, farklı fiziksel özelliklere sahip bireylerin meydana gelmesidir.
Sponsorlu Bağlantılar
Bu değişimler sonucu ortaya çıkarılan fenotipik çeşitlilik, genetikçilerin değişikliğe uğramış olan özelliği kontrol eden genleri çalışmalarına olanak sağlar. Genetik araştırmalarda mutasyonlar, nesilden nesile geçişlerde takip edilebilen, “marker”lar olarak kullanılırlar. Tarihte mutasyonların sunduğu fenotipik çeşitlilik olmasaydı, örneğin Mendel’in araştırmalarını yaptığı bezelye bitkisinin fenotipi tek olsaydı, bu deneyler hiçbir zaman sonuç bulamayacaktı.
Bazı canlıların kısa olan hayatlarından yararlanılarak, kolayca tanınabilecek ve çalışılabilecek mutasyonlar bu canlılarda elde edilirler. Mutasyon ve mutagenez çalışmalarında özellikle virüsler, bakteriler, mantarlar, meyve sinekleri, bazı bitkiler ve fareler kullanılmaktadır. Bu canlılar, genetik hakkında bilgilerin elde edilmesinde çok yararlı olmuşlardır.
  • Kromozom yapısının değişmesi
Mayoz bölünmenin ilk evrelerinde crossing-over ile kromozomlardan kopan parçalar yer değiştirip tekrar kromozomlara bağlanabilirler. Crossing-over, homolog kromatitler arasındaki alışılagelmiş parça değişimidir; ancak genlerin rekombinasyonlarına neden olur; fakat kromozomlarda yapı değişikliklerine neden olmaz. Bazen kromatitler, crossing-over olmadan parça değişimine, yitirilmesine ya da kazanılmasına neden olur.
  • Kromozom sayısının değişmesi
Kromozomlar mitoz ve mayoz bölünme sırasında bazen düzenli olarak ayrılmazlar. Sonuçta kromozom sayısı bakımından farklı hücreler meydana gelir ve kalıtsal açıdan bazı sorunlar oluşturur. Birçok bitki doğadaki diploit kökenli diğer bitkilerden türemiştir. Aynı gen lokusunda meydana gelecek öldürücü bir mutasyon, bu şekilde, diğer normal genleri taşıyan poliploit kromozomlar tarafından korunabilir. Başlangıçta öldürücü ya da engelleyici görünen bu genler bir zaman sonra canlının ayakta kalmasını sağlamak bakımından önemli bir duruma geçebilir. Bu tip bitkiler belli bir süre sonra kısır olarak kalırlar ve çelikleme ya da yumru ile çoğaltılırlar. Hayvanlar, vücutlarının belli bir parçasından üretilemedikleri için, triploidi ve tetraploidi bunlarda bir önem arz etmez. İnsanlardaki kromozom sayısı değişimleri;
Down sendromu,
Edward sendromu,
Patau sendromu,
Cri du Chat sendromu,
Kronik miyelojenik lösemi
gibi hastalıklara neden olur ve bu insanlara da değiştirilemeyen sorunlara neden olarak kalırlar.
Gen (Nokta) mutasyonları
Kromozomların yapısında ya da sayısında herhangi bir değişiklik olmadan, doğal ya da deneysel olarak meydana gelen ve mikroskopta görülmeyen mutasyonlardır. Mutasyonu meydana getiren aracılara “mutajenik faktör” denir. Mutasyona uğramış bir gen nadir olarak eski haline dönebilir.
Gen mutasyonları, hücredeki kalıtsal bilgiyi taşıyan, çift nükleotid zincirinden oluşan, DNA (deoksiribonükleikasit) molekülündeki gen denilen ve belirli bir özelliği kodlayan bölümündeki değişiklikten kaynaklanır. Mutasyonlar, bir DNA zincirindeki bazın (A, T, G, C) başka bir bazla yer değiştirmesi sonucunda ortaya çıkabileceği gibi, zincire bir ya da daha çok bazın eklenmesi veya zincirdeki bazların eksilmesi sonucunda da ortaya çıkabilir.
Mutasyon Örnekleri
  • Van kedilerinin farklı göz renginde olmaları
  • Dört boynuzlu keçi doğması
  • Bir elde 6 parmak oluşması
  • Down sendromu
  • Kanser hastalığı
Mutasyon Nedir yazısı ile ilgili sorularınızı cevaplıyoruz. Aşağıdaki yorum kutusunu kullanabilirsiniz.
BU YAZI WWW.HAKKİNDAOKU.COM DAN BİREBİR KOPYALANMIŞTIR DAHA FAZLASI İÇİN LÜTFEN WWW.HAKKİNDAOKU.COM 'U ZİYARET EDİNİZ 
Daha Fazlası

Mason Nedir? Ne Demek? Masonluk Hakkında Bilgi

Mason ne demek? Mason ünlüler kimlerdir? Günlük hayatımızda sürekli duyduğumuz ancak gerçek olup olmadığı konusunda bir kesinliği olmayan masonluk hakkında kısaca ansiklopedik bilgi paylaşıyoruz.
Mason locası olarak tabir edilen bu topluluk ile ilgili birçok ünlünün ismi anılıyor. Hatta Atatürk, Zeki Alasya, Adnan Oktar, Fethullah Gülen, Acun Ilıcalı mason mu soruları gündeme gelmekte. Mason nasıl olunur, mason listesi, ünlüler, sanatçılar ve şarkıcılar kimler?
Mason duruşu, işareti, sembolleri, simgeleri ve duruşu hakkında bilgiler aktarmaya çalışacağız.
Masonluk, kökleri her ne kadar 16. yüzyılın sonu ve 17. yüzyılın başlarına kadar dayanıyor olsa da, 24 Haziran 1717 tarihinde Londra’da bir araya gelen dört locanın girişimiyle Londra Büyük Locası’nın kurulması ile başlar. Masonlara göre masonluk akılcılık, bilimsellik ve insanlığın oluşumundan bu yana ortaya çıkarak, insanlığın gelişimine ve bilgi birikimlerine katkıda bulunmuş bir kültür ve fikir üst yapı kurumudur. Ezoterik ve sadece üyelerine açık olan örgüttür. Dünyanın birçok ülkesinde 5 milyon üyesi ile değişik biçimlerde mevcuttur. Sadece İngiltere, İskoçya ve İrlanda’da 480.000; Amerika Birleşik Devletleri’nde ise 2 milyonu aşkın üyesi bulunmaktadır.
Masonluk Tarihi
Masonluğun ilk dönemlerdeki gelişimi biraz tartışmalı bir konudur ve tahminlere dayanmakta. İskoçya’da ilk Mason localarının 16. yüzyıl başlarında var olduğunu söyleyebilmek için kanıtlar bulunmaktadır. ve İngiltere’de 17. yüzyılın ortalarında var olduklarına dair kesin kaynaklar mevcuttur. Masonik Elyazması isimli şiir yaklaşık 1390 yılına tarihlenmiştir ve en eski masonik belge olarak bilinmektedir.
İlk Büyük Loca(İngilizce:Grand Lodge of England), Londra’nın daha önceden faal olan dört locası akşam yemeği için bir araya geldiği 24 Haziran 1717 tarihinde kurulmuştu. Bu yapı, çoğu İngiliz Localarının katıldığı bir düzenleyici organa dönüştü. Ancak birkaç loca, yeni yapının bazı modernleştirmeleri tasvip etmesi ve Üçüncü Derece’nin oluşturulması gibi bazı kararlar almasına gücenerek 17 Temmuz 1717 tarihinde “İngiltere’nin Kadim Büyük Locası (Antient Grand Lodge of England-GLE)” isimli rakip büyük locayı kurdular. İki rakip Büyük Loca, 25 Kasım 1813 tarihinde “İngiltere’nin Birleşik Büyük Locası (İngilizce: United Grand Lodge of England-UGLE)” adı altında birleşinceye kadar “Modernler” (GLE) ve “Gelenekçiler(İngilizce:Atiens-Ancients)” diye anılan iki loca üstünlük için birbirlerine hasım oldular.
İrlanda ve İskoçya’nın Büyük Locası 1725 ve 1736 yıllarında peş peşe kuruldu. Masonluk 1730’lu yıllarda Gelenekçiler ve Modernler tarafından Kuzey Amerika’daki İngiliz Kolonilerine ihraç edildi. Ayrıca, İrlanda ve İskoçya Büyük Locaları pek çok bölgesel büyük localar altında organize olan kardeş localar kurdu. Amerikan Devrimi’nden sonra eyaletlerde bağımsız ABD Büyük Locaları oluştu.
mason-nedir-ne-demek-masonluk-hakkinda-bilgi
Kimler Mason olabilir?
tanınan aydın erkekler kabul edilir. Masonluğa müracaat eden kimse, bu müracaatını herhangi bir üyenin rica veya teşvikinden etkilenmeden, kendi hür ve serbest iradesiyle gerçekleştirmelidir. Masonluğa kabul edilmek için “Tekris” adı verilen bir giriş töreninden geçmek şarttır. Daha önce milyonlarca insanın yaşadığı Tekris Töreni, insan ruhuna hitap eden anlamlı bir geleneksel törendir. İçinde adayı utandıracak, vicdanına veya inançlarına aykırı gelecek ne bir söz ne de bir fiil vardır. Kişi nasıl ki kendi arzu ve isteğiyle Mason sıfatını kazanıyorsa, istediği zaman üyelikten ayrılmakta da serbesttir.
Masonluk, mensuplarının üyeliklerini kendilerinin ya da tanıdıklarının profesyonel ve kişisel çıkarları lehinde kullanmalarına müsaade etmez. Bu yönde bir beklentisi olanları da üye olarak arasına almaz. Her Mason, üyeliğinin, bu tarz bir menfaate hizmet etmek için kullanılmayacağını bilir. Bu husus kendisine aday olduğu ilk gün doğrudan söylenir.
Masonluk ve Gizlilik
Bütün diğer derneklerde olduğu gibi resmî toplantılar yalnız üyelere açık, üye olmayanlara ise kapalıdır. Masonlukta gizli olarak nitelendirilebilecek tek şey üyelerinin çok eski zamanlardan beri birbirlerini tanımak için kullandıkları işaretlerdir.
Masonluğun ülküsü ve ilkeleri bir sır değildir. Masonlar arasında sır olarak kabul edilen tanışma işaretleri ise, sadece tarihten gelen sembolik bir anlam ve özellik taşır.
Masonluk üyelerine, Mason olduklarını açıklamak ya da gizlemek konusunda bir baskı yapmaz. Onları, kendi akıl ve vicdanlarıyla baş başa bırakır. Buna göre, her üyenin, Mason olduğunu açıklama özgürlüğü ve yetkisi vardır. Ancak bir üye, başka bir üyenin Mason olduğu yolunda bir açıklama yapmak yetkisini kendinde görmez.
Masonluk Dereceleri
1. Derece: Çırak
2. Derece: Kalfa
3. Derece: Usta
4. Derece: Ketum Üstat
5. Derece: Mükemmel Üstat
6. Derece: Sır Kâtibi
7. Derece: Nazır
8. Derece: Bina Emiri
9. Derece: Dokuzlar’ın Seçilmiş Üstadı
10. Derece: Onbeşler’in Seçilmiş Üstadı
11. Derece: Yüce Seçilmiş Şövalye
12. Derece: Üstat Mimar
13. Derece: Solomon Krallığı’nın Şövalyesi
14. Derece: Yüce Üstat (Kutsal Kubbe Büyük Seçilmişi)
15. Derece: Doğu Şövalyesi (Kılıç Şövalyesi)
16. Derece: Kudüs Prensi
17. Derece: Doğu ve Batı Şövalyesi
18. Derece: Salipverdi Şövalyesi (Güllü Haç Şövalyesi)
19. Derece: Büyük Pontif (Yüce İskoçyalı)
20. Derece: Düzenli Locaların Büyük Saygıdeğer Üstadı
21. Derece: Prusya Şövalyesi
22. Derece: Lübnan Prensi (Krali Balta Şövalyesi)
23. Derece: Sır Sandığı Başkanı
24. Derece: Sır Sandığı Prensi
25. Derece: Tunç Yılan Baş Şövalyesi
26. Derece: İskoçyalı Papaz (İnayet Prensi)
27. Derece: Kudüs Tapınağı’nın Hakim Amiri
28. Derece: Güneş Şövalyesi
29. Derece: Saint Andre Büyük İskoçyalısı
30. Derece: Seçilmiş Büyük Kadoş Şövalyesi
31. Derece: Büyük Müfettiş Kumandan
32. Derece: Kutsal Sır Yüce Prensi
33. Derece: Büyük Genel Müfettiş
Mason Nedir Konusuyla İlgili Yorumlarınızı Hemen Aşağıdan Gönderebilirsiniz. Masonluk ile ilgili kendi kişisel görüş ve düşüncelerinizi mutlaka bekliyoruz
BU YAZI WWW.HAKKİNDAOKU.COM DAN BİREBİR KOPYALANMIŞTIR
DAHA FAZLASI İÇİN LÜTFEN WWW.HAKKİNDAOKU.COM 'U ZİYARET EDİNİZ.
Daha Fazlası

Öğrenmeyi Pratikleştirme Hakkında Bilgi

Nasıl Daha Kolay Öğrenilir Diyorsanız Makalemizi Okuyunuz


Pratik uygulamalar
Bir bireyin koşullara uyum sağlamasını engelleyen davranışları ortadan kaldırmayı ya da bu bireyde eksikliği görülen, koşullara uygun cevaplar yaratma yeteneğini geliştirmeyi amaçlayan iyileştirme yöntemleri geliştirilmiştir. Bu müdahaleler, öğrenme alanında görülen başarısızlıkların nedenlerini değil, bunların beraberinde getirdiği belirtileri düzeltmeyi hedef almaktadır: uyku bozuklukları, çişini kaçırma, belirli, görünen bir neden olmaksızın çekilen acılar, korkular (fobiler) gibi.
Psikologlar, pedagojik durumların çözümlenmesini sağlayacak ilkeleri ortaya koymaya çalışmaktadırlar. Bu girişimin, öğrenmenin pratik sorunlarıyla karşı karşıya gelindiğinde sınırlı kaldığı gözlenmektedir; çünkü deneysel durumları temel alan yasaların uygulanması, durumlar karmaşık hale geldiğinde ve çeşitlendiğinde, ayrıca bireyler arasındaki farklılıkların işin içine karışması durumunda zorlaşmaktadır.

Skinner tarafından ortaya konan programlı eğitim, öğrenmenin deneysel incelemelerinin yalnızca en basit ilkelerini alır: hemen pekiştirilen çok sayıda cevabın gerekliliği, olumlu pekiştirmelerin kullanımı («ödüller»), bu sonuncu durum, olumsuz pekiştirmenin («cezalandırmalar») zararına ön plana alınır. Gerçekten de olumsuz pekiştirmenin, dikkati kötü cevaba çekme tehlikesi vardır.
Programlı eğitimin erdemlerinden biri de, her bireye özgü öğrenme ritmini göz önünde bulundurmasıdır. Öğretilen bilgilerin ince ve dikkatli bir çözümlemesine dayanan bu eğitim, ilkokulda olduğu gibi üniversitede de kullanılmakta, klasik ve teknolojik birçok disipline (yabancı dil, biyoloji, matematik, elektronik, vb) ilişkin bilgilerin edinilmesini sağlamaktadır.
Programlı eğitim alanındaki en yeni gelişmeler, bilişime başvurmakta, bu sayede ger-çek bir zaman süresi içinde bir öğrenciyle, kendisine, verdiği cevaplara bağlı olarak bilgi öğelerini sunan programlanmış bir bilgisayar arasında gerçek bir diyalogun kurulması sağlanmaktadır.
  • BU YAZI - WWW.HAKKİNDAOKU.COM DAN BİREBİR KOPYALANMIŞTIR DAHA FAZLASI İÇİN LÜTFEN WWW.HAKKİNDAOKU.COM 'U ZİYARET EDİNİZ.
Daha Fazlası

KEDİLER HAKKINDA İLGİNÇ BİLGİLER

Kediler Hakkında !
Sokaklarda sıkça gördüğümüz hatta evlerimizde de beslediğimiz kedilerin bu özelliklerini daha önce ne gördünüz, ne duydunuz. Kedi hayvanı ile ilgili ilginç ve bir o kadar da tuhaf bilgiler.
Yavru kediler saatte 50 kilometre hızla koşabilir ve kendi boylarının 3 katı uzağa atlayabilirler.
Kediler yüksek tansiyon hastalarına iyi gelmekte ve kan basıncını azaltmaktadır.
Kediler karanlıkta insanlardan 6 kat daha iyi görürler.
Kedilerin duyma yetileri köpeklerden ve insanlardan daha güçlüdür.

Kedilerin yemeklerini ayakaltı bir yere koymayın. Yemek yerken mahremiyet isterler. Bu sebeple sıkça geçilen yerler yemek alanı olarak doğru değildir.
Bir kedinin kürkünün bir santimetre karesinde 12.000’in üzerinde tüy bulunur.
Kedilerin duyma yetileri, köpeklerden ve insanlardan daha güçlüdür.
Kedilerin bıyıkları çevredeki hareketlere karşı son derece duyarlıdır. Ani bir hareket hemen bıyıklar tarafından algılanır.
Kediler yüksek frekanslı sesleri duyabilirler. Kemirgenler bu sesi iletişim için kullanırlar; köpekler ve insanlar bu sesi duyamazlar.
Londra’da bir stadyumda ‘görevli’ bir kedinin 6 yıl içinde yaklaşık 12.500 adet fare avladığı rapor edilmiştir.

Güncel haberler
Ana Sayfa / Bilinmesi Gerekenler / Kediler Hakkında İlginç Bilgiler

Kediler Hakkında İlginç Bilgiler

Sokaklarda sıkça gördüğümüz hatta evlerimizde de beslediğimiz kedilerin bu özelliklerini daha önce ne gördünüz, ne duydunuz. Kedi hayvanı ile ilgili ilginç ve bir o kadar da tuhaf bilgiler.
Yavru kediler saatte 50 kilometre hızla koşabilir ve kendi boylarının 3 katı uzağa atlayabilirler.
Kediler yüksek tansiyon hastalarına iyi gelmekte ve kan basıncını azaltmaktadır.
Kediler karanlıkta insanlardan 6 kat daha iyi görürler.
Kedilerin duyma yetileri köpeklerden ve insanlardan daha güçlüdür.
kedi
Kedilerin yemeklerini ayakaltı bir yere koymayın. Yemek yerken mahremiyet isterler. Bu sebeple sıkça geçilen yerler yemek alanı olarak doğru değildir.
Bir kedinin kürkünün bir santimetre karesinde 12.000’in üzerinde tüy bulunur.
Kedilerin duyma yetileri, köpeklerden ve insanlardan daha güçlüdür.
Kedilerin bıyıkları çevredeki hareketlere karşı son derece duyarlıdır. Ani bir hareket hemen bıyıklar tarafından algılanır.
Kediler yüksek frekanslı sesleri duyabilirler. Kemirgenler bu sesi iletişim için kullanırlar; köpekler ve insanlar bu sesi duyamazlar.
Londra’da bir stadyumda ‘görevli’ bir kedinin 6 yıl içinde yaklaşık 12.500 adet fare avladığı rapor edilmiştir.
Sponsorlu Bağlantılar
Kedi ömrü ortalama 15-16 yıldır.
Kediler yüzebilirler ama iyi yüzücü değildirler. O yüzden deniz, nehir, yüzme havuzu gibi su bölgeleri kediler için düştükleri takdirde çok tehlikeli olabilir.
Kedilerde köprücük kemiği yoktur. Bu sayede başının sığdığı heryere girebilir.
Kedilerin yemeklerini ayakaltı bir yere koymayın. Yemek yerken mahremiyet isterler. Bu sebeple sıkça geçilen yerler yemek alanı olarak doğru değildir.
Kediler, uykuyu en seven memelilerdendir. Günün 16 saatini uyuyarak geçirirler. Bazıları kedilerin yürürken bile uyuyabildiklerini söyler. Bununla birlikte kedilerin en aktif olduğu saatler, akşam saatleridir.
1950 yılında dağcıları izleyen İsviçreli bir kedi dağcılarla birlikte Alplerin zirvesine (4.478 metre) çıkmıştır.
Kediler 100 değişik ses, köpekler ise 10 ses çıkartabilirler.
Kediler oyun oynamaya bayılırlar. Özellikle yavru kediler için oyun aynı zamanda sosyalleşme anlamındadır.
Kediniz ses tonunuzdan ne söylediğinizi anlar. Onlarla konuşabilirsiniz! Mesela bağırdığınızı çok iyi anlarlar.
Bu ilginç bilgiler doğrultusunda eminiz kedilere olan bakış açınız değişti. Kediler ile ilgili siz neler düşünüyorsunuz?
BU YAZI - WWW.HAKKİNDAOKU.COM DAN BİREBİR KOPYALANMIŞTIR DAHA FAZLASI İÇİN LÜTFEN WWW.HAKKİNDAOKU.COM 'U ZİYARET EDİNİZ.
Daha Fazlası

BERMUDA ŞEYTAN ÜÇGENİ NEDİR ?

Geçmişte Atlantik Okyanusu’nda çok sayıda uçak ve geminin belirlenemeyen nedenlerden ötürü ortadan kaybolduğu iddia edilen Bermuda Şeytan Üçgeni’nin sırrı nedir günümüzde gizemini korumaya devam etmektedir. Vikipedi sözlükten alıntı edilerek paylaşacağımız bu yazıda Bermuda Şeytan Üçgeni hakkında kısaca ansiklopedik bilgilere yer vereceğiz.


Bermuda Şeytan Üçgeni Nerededir
Bermuda (Şeytan) Üçgeni, Atlantik Okyanusunda çok sayıda uçak ve geminin kaybolduğu, eskiden manyetik olduğu sanılan fakat günümüzde bir okyanus akıntılarının etkisiyle oluşan bir doğalgaz kaynağına ev sahipliği yaptığı düşünülen alanın olduğu bölgenin adıdır. Bu bölge Amerikan sahil koruma örgütünün 7 nolu bölge müdürlüğünün 5720 sayılı sirküler yazısında şöyle tarif edilmektedir: “Bermuda üçgeni ya da şeytan üçgeni diye anılan hayal ürünü yer, Atlantik’te, ABD’nin güneydoğu kıyılarında, açıklanamayan gemi, tekne ve uçak kayıplarının çok yüksek oranda yer aldığı bir alandır.” Bu üçgenin köşelerinde Bermuda, Florida’daki Miami, ve Puerto Rico’daki San Juan olduğu kabul edilmektedir.
Kimsenin açıklama getiremediği bu esrarengiz fenomen, içinde bilim adamlarının da bulunduğu pek çok insan tarafından “doğaüstü bir takım güçlerin yaptırımı” olarak algılandı ve öyle zannedildi. Bu açıklamalar arasında kayıp kıta Atlantis’in orada bulunup (bu düşünceyle paralel olarak Atlas Okyanusu ismini almıştır.) Kayıp Kıta’nın hiçbir zaman anlaşılamayan teknolojik ve manyetik kayıp aygıtlarından birinin etkisinden veya o bölgenin defalarca Dünya dışı varlıkların ziyaretlerinde orada yarattıkları manyetik alanın bir etkisi olduğu, hatta Kristof Kolomb’un bile tuttuğu günlüklerde, o bölgede gökyüzünde uçan tanımlanamaz cisimlerden bahsedildiği iddia edilmiştir. Bu esrarengiz üçgen ile ilgili olarak yapılan son iddia ise uzun yıllardır devam eden araştırmaların birkaç yıl önce bir sonuç verdiğinin iddia edilmesi ile ortaya çıktı. Bu son iddiaya göre tüm bu gizemli olaylar aslında basit bir doğal gaz cilvesi idi.




Yer altından fışkıran doğal gazlar, sadece yüksek kara parçalarından değil, deniz ve okyanus tabanlarından da çıkarlar. Çünkü deniz tabanları da üstü suyla kaplanmış alçak kara parçalarıdır. Ancak, okyanusların derinliklerindeki bölgelerden çıkmak isteyen doğal gazlar, oradaki çok düşük ısının da etkisiyle katı hâle dönüşürler ve “hidrat” denilen beyaz ve tebeşirimsi bir madde hâline gelirler. Çok derinlere dalabilen robot kameralarının bu bölgedeki kar beyaz okyanus tabanını ve bazı gemi enkazlarinı resimlemesinden sonra konuya şu bilimsel açıklama getirilmiştir: Bu bölge, Gulf Stream denilen sıcak su akıntısının da geçtiği yerdir. Tabanın bazen ısınması yüzünden, bu “tebeşir gazlar” erir ve sudan hafif oldukları için yüzeye doğru yükselirler. O anda, tabandan yüzeye kadar suyun yoğunluğu azalır. O sırada oradan geçen ne varsa, derin bir kuyuya düşer gibi hızla okyanusun dibini boylar. Çünkü, yoğunluğu düşen su, gemileri taşıyacak kaldırma kuvvetini oluşturamaz. Gazın yükselmesi sona erince yoğunluk tekrar eski haline döner ve geride hiçbir iz kalmadan kocaman gemiler kilometrelerce derine gömülmüş olurlar.
Uçakların düşerek kaybolması ise yine aynı sebeptendir. Yüzeye çıkan doğal gazlar, havadan da hafif oldukları için yükselmeye devam ederler. Bu kez yoğunluk azalması, bölgenin üzerindeki atmosferde oluşur. Oradan tesadüfen geçen bir uçak hemen irtifa kaybeder ve motorları durur. Çünkü, motorlardaki benzinin yanması için oksijene ihtiyaç vardır ve düşük yoğunluklu havanın içindeki oksijen miktarı motorların çalışması için yeterli değildir. Böylece uçak da, hızla okyanus tabanına doğru inişe geçer.
Günümüz teknolojisine rağmen geçmişte yaşanan olaylar hakkında Bermuda Şeytan Üçgeni Sırrı henüz net olarak çözülebilmiş değildir. Uzun bir süre daha Bermuda Şeytan Üçgeni hakkında ortaya atılan iddialar açıklanamayacak gibi gözüküyor.
Bu yazı - www.hakkindaoku.com dan birebir kopyalanmıştır daha fazlası için www.hakkindaoku.com 'u ziyaret ediniz.
Daha Fazlası
Tüm Hakları Saklıdır 2016-2025 © Perhappens Media. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Popular Posts

Öne Çıkan Yayın

 ⚪ maladaptive daydreaming; ▪️Hayal kurmada aşırı istek duyma. Günlük ödev ve görevlerin yapılmasında güçlük çekme. Hayal kurarken yüz ifade...